Tip:
Highlight text to annotate it
X
Allahu Ekber Allahu Ekber La ilahe ill'Allah
Allahu Ekber Allahu Ekber ve lillahil hamd.
Allahu Ekber Allahu Ekber La ilahe ill'Alllah
Allahu Ekber Allahu Ekber ve lillahil hamd.
Essalatu vesselam ala Seyyidina Muhammedin, ve Alihi ve Sahbihi ecmain.
İşfalena Ya Seyyidil Evvelin vel Ahirin.
Ve ala sairul enbiya vel murselin.
İğfirlena Ya Rabbena bi cahi Nebiyyikel Kerim.
En yekulu evvelina Euzubillahi mineşşeytanirracim
Bismillahir Rahmanir Rahim.
Destur Ya Sultanul Evliya, meded.
meded ya Rical Allah.
Meded Ya Sahibel İmdad, Ya Seyyidel Evvelin vel Ahirin.
Esselamu Aleykum
Doğudan Batıya Kuzeyden güneye
bu selamı kabul eden bütün insanoğlu.
Kim ki bu selamı kabul eder, ümid ederiz ki bu dünyada ve ahirette
selamette olur.
Kim kabul etmezse, ateş onu bekliyor.
Ey insanlar, hepimiz zayıf kullarız.
Ve kimse, bu gezegen üzerinde yaşayan insanların ve mahlukatın sayısını bilmez
Size veya o insanlara, fezaların sayısını bilen kimse var mı?
Bizim fezamız bu.
Ve bazı insanlar, bazı çizimler yaparlar
o çizimlere bakarlar ama
güçlü teleskoplarla bakarlar.
Ve bana da bir atlas getirdiler.
Hayret ettim ki bu kadar küçük biri, bir insan..
Bu kadar küçükken insan, böyle uzaklıklara nasıl ulaşır?
Böyle şeylerin üzerinde konuşup, bunların resimlerini çekiyorlar.
Sübhan Allah!
Sonsuz Azamet ve Yücelik Rabbimize aittir. Fiziksel bedenimizle
çok küçüğüz. Gezegenimiz bile, çok küçük.
Güneş sistemimiz, o da çok küçük.
Ve ayrıca, bizim galaksimiz de çok küçük.
Öyle ki bu galaksilerin sayısına, sonuna ulaşamıyorlar.
Diyoruz ki, bizim galaksimiz Samanyolu.
Nedir onun İngilizcesi? Milky Way. Aferin Yahu, Profosor!
Evet, Samanyolu. Milyarlarca yıldız var.
Yalnız yıldız değil, belki her bir yıldızın içerisinde
sayısız galaksiler var.
Ve o da, bir nokta gibi görünür, çok ufak.
Bana da getirdiler, gökyüzünü gösteren atlas.
O atlasın içinde sayısız galaksiler, dev galaksiler.
Öyle bir noktaya ulaştılar ki, artık onun ötesine ulaşamıyorlar.
Yalnızca, kapkara bir karanlık olarak görünüyor.
Allahu Ekber! O karanlık nedir?
Yaratıcımız Cenab-ı Allah, SübhaneHu ve Teala
yaratıyor, ve O'nun yaratması hiç bitmiyor.
Ezelden ebediyete kadar, ebedi.
Sübhan Allah.
Vesile...
bunlar yalnız vesiledir, onun (sav) için yarattı.
Cenab-ı Allah'ın yaratmaya ihtiyacı yok, ama yalnız onun (sav) hürmeti için.
O zatın (sav) özel yaradılışı hürmetine, ki
o özel yaradılış yalnız Efendimize, Allah'ın Habibine verildi.
O ve Onun (sav) hürmetine ezelden ebede yaratılış devam ediyor.
Ama Allah Azze ve Cel, Allah SübhaneHu ve Teala Hz,
insanlara bilme şerefini verdi, bilmeleri için şeref verdi.
Kim bunu bilirse, o aydınlanır, nurlanır.
Ve o nur, insanlara sonsuz olarak gelir, ulaşır
Efendimizin (sav) hürmeti vesilesiyle
Evvelin ve Ahirin Efendisi, Seyyidina Muhammed (sav).
Bizim fiziki bünyemiz hiçtir. Ama bizim hakiki, gerçek
şahsiyetimiz
o bilinmez, kimse bilmez. Bizlerin hakiki şahsiyeti
gizlidir. Kimse bilmez. Kim yarattıysa, Yaratıcı
o şahsiyetleri Halifesine verdi.
Alemlerin Rabbi olan Yaratıcımız, bütün Kainattaki herkesin şahsiyetinden
birşeyler bilme şerefini, yalnız bir kişiye vermiştir.
Ve o kişi, O'nun Huzurunda en Yüce ve Sevgili olandır,
Seyyidina Muhammed (sav).
Ey insanlar, bu dünya bir şeydir sanmayın.
Çook küçük bir şeydir ve, "fulkil meşhûn-dolu bir gemi"
olacaktır.
Eğer bir gemi yüklenirse, "fulkil meşhûn-dolu bir gemi" olur.
Cenab-ı Allah bu gezegeni yarattı ve biz de onun üzerine kondurdu.
Biz de bu gezegende Cenab-ı Allah'ın temsilcileri olmakla şereflendirildik.
Halifesi, halifeden de fazla-
Halife ile Kainatın Yaratıcısı arasında.
Kimdir o zat ki, insan yalnız ona erişebilir. Onun öteside gidemez.
O Efendimiz Seyyidina Muhammed'dir (sav).
Ey insanlar, maddi varlığımız..
birşey değildir, bahsetmeye bile değmez.
Ama insanlara bahşedilen şey
başka birşeydir. Ve o da bu galakside yalnız bir nokta gibidir.
Daha da küçük, küçük, küçük... Lakin anlayışımız,
genişleyebilir, genişleyebilir, açılabilir, ve
Alemlerin Rabbi ve O'nun İlahi Zat'ı için yepyeni bir anlayış gelebilir.
İnsan olarak yaratıldığımız için şükretmeliyiz, ki
başka hiç bir mahluk, insanlara verilen şeref gibi şereflenmemiştir.
Ey doğudan batıya insanlar, bir şeyler anlamaya çalışın.
Cenab-ı Allah size, insanlara anlama şerefini lütfetti. Ve
Bizi o yola koyuyorlar ki Sonsuza, Ebediyete kadar devam edelim.
bu anlayış bize verildi ki, o yolda ilerleyelim, devam edelim
ve ebediyete kadar ulaşalım.
Ve, önemli olan bu anlayıştır.
Fiziksel bünyelerimiz değil, hayır. Ama peygamberler vasıtası ile
insanuğluna lütfedilen bu anlayıştır önemli olan.
Ve bizler, Sonsuz zaman okyanuslarında bize çok daha fazla şeref ve heybet
verecek bazı Hakikatlere ulaşmaya davet olunduk.
Ey insanlar, gelin ve aklınızı böyle değişmez hakikatler için kullanın.
Bir hakikat vardır, bir de taklit vardır.
Eğer birşeyler anlamaya çalışırsanız
ve bütün gücünüzle gayret ederseniz, öyle anlayış makamlarına erişirsiniz ki
her biriniz daha nurlu, daha şerefli ve daha hoşnut olursunuz.
Bunu yapmazsanız, o zaman akıp giden su olursunuz.
Mesela okyanusa akan bir su.
Bazı sular akar ve ağaçlara gider.
Bazı sular ağaçları sular da, o ağaçlar çiçeklenir, çeşit çeşit meyveler verir.
Bazı sular da ağaçlara gitmeden denize veya okyanusa dökülür.
Ama o ağaçlara gidenler, onlar birşeylere yetişir.
Bu yüzden şimdi insanlar..Milyarlarca insan, hepsi akan nehirler gibi.
Akıp gidiyorlar ama hiçbirinde bir bahçeye, bir ağaca gelme isteği yok.
Farklı ağaçlara, farklı çiçeklere, farklı meyvelere yetişmek istemezler.
Kim gelirse, şereflendirilir.
Ağacı sulayıp meyve verdiren o damla, ki o meyveler yalnız ağaca güzel bir
görüntü vermez ama hayat okyanuslarından birşeyler de verir.
"Ve cealnâ minel mâi kulle şey’in hayy" (21:30).
"Ve her canlı şeyi sudan yarattık" Bazı sular bu duruma ulaşır ve
herşeye hayat verir. Ve bu her zaman daha farklı, daha değişik olur.
Hududu yoktur.
Bu yüzden Cenab-ı Allah çağırıyor: "Ey insanlar, gelin ve Benim yollarımı
takip edin. Benim yollarım ki, size öyle büyük bir şan ve şeref
vaad ediyorum, ama yalnız o ağacı kullanırsak.
Ama eğer gelmezseniz... Çünkü ağaca gelen su
otorite dahilinde, otorite de değil ama belli bir sınırda, miktarda gelmelidir.
Onun öyle bir disiplin içinde olmaya çalışması lazım.
Ağaca gelen her bir damla suyun, o ağacı ekene karşı bir disiplini vardır
Ki o damla Cenab-ı Allah'ın, Yaratıcının yaptığı disiplini tutar ve şeref alır.
Ama çok nehirler de okyanuslara akıp gider.
Çünkü onlar bir disipline girmezler.
Ve Cenab-ı Allah bütün peygamberleri
Şeriat, İlahi Emirler bizim disiplinimizdir.
Eğer o disiplini tutarsak daha da fazlası bahşedilir.
Ama kim kabul etmezse, okyanusa akar.
Zayi olmaz ama okyanusa gider. Bu yüzden ey insanlar,
beni size konuşturuyorlar bazı konularda, bir anlayış için.
Çok insan Göklerin İlahi Emirlerini tutmuyorlar.
Evet, bu demektir ki; bir elma, hurma veya herhangi bir meyve olmak üzere
disipline girmek istemiyorsunuz.
Bu disiplin gerektirir. Kim disiplini kabul ederse, şeref bulur.
Kim kabul etmezse, okyanuslara akar, boşa gider, heba olur.
Hiçbir şeye ulaşmazlar. Nasıl geldiyseler öyle giderler.
Bu yüzden, bir meyve olmaya gayret edin ki
biz özellikle, hususiyetle şereflendirilirsiniz ki
insanlar bakıp "Maşa'Allah" der. Yoksa okyanuslara akar.
Biter, bir daha geri gelmez.
Okyanusların içinde olurlar, artık şeref bulmak için geri dönmek yoktur.
Bu yüzden, şimdi insanların çoğunluğu
bir şey olmak için asla bir disiplin kabul etmiyorlar.
Ş.N. Meyve? Ş.E. Yok.
Kim istemezse farketmez, okyanus onları alır ve artık geri dönüşleri yoktur.
O şeref disiplini kabul edenler içindir.
Eğer kabul ederse, o meyveler ebedidir.
Ebediyete kadar. Çok insanlar ebediyete akıyor ama
bir şey olmayı kabul etmeden sıradan bir çağlayan gibi akıyor.
Ve Cenab-ı Allah, hayatın sırrını suyla yaymıştır.
Bütün İlahi Kanunlar size bir şeref verir.
Kabul ettiniz, şereflenirsiniz. Kabul etmezseniz gidersiniz, yallah.
Süpürüyor.
Allah bizi affeylesin. Ey insanlar, burada ve ahirette mutlu olmak için
gelin ve İlahi disiplibi kabul edin.
Eğer ilahi disiplini kabul etmezseniz birbiririnizi yersiniz.
Ve sizin için kötü, pis bir akıbet olur.
Sonunuz pis ve kıymetsiz olur.
Bazısı diğerini öldürür. Al katilu vel maktun fin narı ebeden.
Katil ve maktul ikisi de aynı durumda giderler.
Değerli bir varlık olmaya çalışın, burası ve sonra da Ebediyet için.
Yoksa, özgürsünüz, kabul etmezseniz farketmez.
Okyanuslara alırlar onu, artık buraya geri dönüş olmaz.
Bu yüzden sorarlar "Ey Rabbimiz, izin ver de bir daha dönelim".
Ve onlara "hayır" denir. "100 kere de döndürsem sizi,yine aynısını yaparsınız.
Allah bizi affeylesin. Ey insanlar, gelin ve İlahi kanunları kabul edin.
Kudsi, İlahi Kanunları kabul edin.
Şeytani fikirlerden kendi getirdiklerinizi bırakın. Veya
şeytani düşünce tarzlarını takip etmeyin yoksa sonunuz en kötü olur.
Siz bilirsiniz.
Bizim bütün insanlara, hepsine hitap etmekle emrolunduğumuz budur.
Bütün insanlar için bir beyandır. Göklerin disiplinini kabul ederlerse
burada ve ahirette mutlu olurlar. Kabul etmezlerse de, farketmez.
Yalnız kendileri zararlı çıkar.
Kendilerine vaad edilen her ilahi lütfu kaybederler.
Ey insanlar, şeytani yolları bırakın da
gelin ve Adem (as)'dan Efendimize (sav) kadar size beyan edilmiş olan
İlahi Kanunları dinleyin. Fatiha.